Tam 31 yıldır hayatın gözüne girmeye çalışıyorum.
Bir sırtımı sıvazlasın, bana bir aferin fısıldasın diye yapmadığım kalmadı. En
çok da okula gitmişim bunun için sanki. Bu 31 yılın %61'ini, sistemin ağır bir
taşı olarak bilfiil örgün öğrenci sıfatıyla geçirerek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın
arşivlerinde defalarca yerimi aldım. Devlet bana ilkokuldan yüksek lisansa dek adımdan
ziyade çeşitli numaralarla hitap etti. Ben büyüdükçe bu numaralar da çeşitlilik
gösterdi ve niyeyse uzadı. Hatta lise süresince Fransız İhtilali olmuştum. Fransız
İhtilal’liğim hayattaki en büyük iddiamdır. Devletimiz sağ olsun özgüven
vermeye çalıştı bu sayede bünyeme. Ancak olmadı. Belki de Fransız İhtilali ağır
geldi daha az reformist okul numaralarına ihtiyacı vardı, kaldıramadı belki, neticede
yazık oldu bana.
Belki de "burda" demedikçe
"orda" olduğunun anlaşılmıyor olması da dokunmuş olabilir.
Netice hayatının %61'inde olay yerindeki varlığı
ancak yoklanmak suretiyle anlaşılan insanlara hangi numarayı versen bünyeye
yetmez. Ağır gelir, taşıyamaz varlığını..
Tüm öğrenim hayatım boyunca edindiğim tek işe
yarar bilgi "magma" ile ilgiliydi sanırım. Hani yerkürenin çekirdeğinde
bulunan sıcak eriyik var ya. İşte onla ilgili.
“Magma yeryüzüne çıkınca aniden katılaşır.” Bu
bilginin benim hayatımdaki doğruluğunun şerefine yazı yazıyorum zaten. Anlamak
için değil, anlatmak için hiç değil. İçim dışıma çıksın, çıkar çıkmaz da taşlaşsın
diye..
cok keyifli bir yaziydi..
YanıtlaSil