17 Ekim 2013 Perşembe

yol tarifi



Kendi gözleri kapanana dek ölümlülüğünden emin olamayanların dünyasında yaşıyoruz. Acımasızlıklarının, hoyratlıklarının, değer bilmezliklerinin son anda bile olsa keşke dedirteceğinin ayırdında olmayanların dünyası. Üzerine bastığı her insanın, aslında kendi içinde ayak izi bıraktığını fark edemeyenlerin, her adımını sonsuzluğa attığı inancı içinde olanların, aldıkları, verdiklerinden fazla olanların, canı acıyanlardan çok, acı çektirenlerin kurguladığı, ipleri tuttuğu bir sahne bu. Dramatik hayatlarının altında ezilen, ısrarla “neden ben” diye kendini yaralayan ruhlar, döktükleri gözyaşlarına tecrübe diyor. Büyüdükçe öğreniyor ki ruh; tecrübe denen olgu fazla sulu ve tuzlu. Yükte ağır pahada hafif “tecrübeleriyle” rutubetli yaşamlarına devam ederken yaralarına “tecrübe” dökmüş ruhlar,  kaybettiği insan sayısıyla yerle yeksan olma halinin eşdeğer olduğunu fark ettiğinde ölümlülüğün aslında yalnızlıkla eşdeğer olduğunu da fark etmiş oluyor insan. İşte orası “keşkeden” bir adım evvel, “tühten” bir adım sonrası. Kiminin başlangıcı, kimininse bitiş noktası.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder